Yasin Aktay, Kemalist rejimim,toplumu katı laikleştirme ve sekülerleştirme çabalarıba rağmen, dinin toplum hafızasında yerini koruduğunu, konuya dair yapılan alan çalışmalarıyla ortaya koyuyor.
Nevzat Çiçek Yazdı;
Taha Kılınç, Kahramanmaraş merkezli depremle ilgili İslam dünyasının yardım, danışma ve kardeşlik için gösterdiği çabayı takdir ederken, bu ülkenin seküler kesiminin ise İslam ve Müslüman düşmanlığına vurgu yapıyor.
Taha Kılınç, dine ve Tevrat’a inanmayan, ama onları kendi seküler devletleri için kullanan siyasi Siyonistlerle, dindar Siyonistlerin kendi içlerindeki çatışmalarına, savaşlarına dikkat çekiyor.
Mikdat Karaalioğlu, Katolik kilisesinin, Almanya özelinde bazı yanlış uygulamalar sonucu, sekülerliğinde etkisiyle toplum nezdinde gerilemesi ve bunun o ülkede yaşayan Müslümanların hareketlerine olan etkisine değiniyor.
Prof. Dr. Hamdi Gürdoğar’ın, “Teoriden Pratiğe” üst başlıklı “Deizm ve Sekülerizm” adlı eseri, Çıra Yayınları “Düşünce” kategorisinde yayınlandı.
12 Eylül darbesindeki yegane amaç, öteden beri devlete hakim Kemalist solun birkaç kez denediği, yaptığı sol seküler darbelere benzer bir şekilde, seküler sağ saiklerle duruma el koymak, işe vaziyet etmekti.
Naman Bakaç, Yusuf Ekinci ile perspektif.online’da “Özgün Dinamikler Kürt Sekülerleşmesini Hızlandırıyor” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi
Yazar Metin Karabaşoğlu, bu ülkede hemen her kesimde görülen otoriter-otokrat anlayış sahibi birçok insanın, dindar ya da seküler olsunlar, kendi kesimine dahi müdahaleci olabildiğini ve onlara çok şeyi dayattığını belirtiyor.
Milliyetçilik, Batı’da sekülerizmin/dinden uzaklaşıp dünyevileşmenin ikizi olarak doğdu. Hatta milliyetçilik ile sekülerizm ardasındaki ilişkiyi dile getirmek için bu ifade bile yetersiz kalmaktadır.
Fatma Tuncer, Müslümanların büyük bölümünün, ihtiyaç sahibi olan insanlara yardım ederken seküler anlayışla hareket ettiğini; esas olanın ise İslam kardeşliği çerçevesinde olması gerektiğinin altını çiziyor.
Yıldıray Oğur, seküler Türk milliyetçisi olduğu için MHP’de dahi barınamayan, İYP’ten çıkarılan Ümit Özdağ’a aileden miras kalan fikirlerin izni sürüp günümüze ışık tutmaya çalışıyor.
Ayşe Böhürler, bir üniversite tarafından açıklamam rapora göre; Türkiye’de ne dindarlığın düşüşe geçtiği ve ne de sekülerleşmenin o çok iddia edildiği gibi olmadığını, araştırma raporuna bakarak değerlendiriyor.
Sekülerleşmeye bir modern zaman buluşu payesi vererek onu insanlığın ulaşmış olduğu bilgi ve bilinç seviyesinin bir işareti olarak görmek insanın en kadim ve arkaik gururunun, aldanışının yeni bir tezahürü.
Kadir Canatan Yazdı;
Demokrasi ve özgürlük sloganlarını dillerinden düşürmeyen seküler elitler, ‘La Yus’el’ buldukları Mustafa Kemal’i ölüm yıldönümünde haberleştirmeyen gazeteleri hedefe koydu.
Vahap Coğkun, İYP’in milliyetçi- seküler kesimlerden oy aldığını, muahazakar-dindar seçmenden pek oy alamadığını;İYP’nde adaletin timsali Ömer’den® hareketle “Ömer’in Yolu” söylemini devreye soktuğunu belirtiyor.
İslam Dünyası söyleminin seküler bir kavram olduğu bunun en önemli kanıtı olarak, bu söylemin İslam aktivisleri ve reformcuları arasında tepkisellik bağlamında retorik bir söylem olarak kullanıldığına işaret ediliyor.
Dindarıyla, seküleriyle adaleti sağlamaya dönük topyekûn bir mücadele ve hukuk devrimi gerçekleştiremezsek gelecek nesillere aktaracağımız tek sorun, din istismarı olmayabilir.
Nihal Bengisu Karaca, "Başörtüsünü bırakmak: Sekülerleşme mi, din yorgunluğu mu?" başlıklı yazısında, bir kadının başörtüsünü çıkarmasıyla ilgili olarak görüşlerini aktardı.
Medyada sıklıkla yer alan “muhafazakar ailelerin seküler ya ada deist çocuklarını” artık herkes biliyor. Peki fotoğrafın arkasında neler yaşanıyor? Seküler bir ailede büyüyüp dine yönelenler anlattı
Yusuf Ziya Cömert, seküler anlamda değil, ama yaşanan dindarlığın, bir nevi “din ayrı, hayat ayrı” söylemi ile şekillenen ve “şizofren laiklik” denilebilecek bir hâle evrildiğine dikkat çekiyor.
Türkiye’de seküler kesimin çok sık kullandığı ‘laiklik kaldırılsın, anayasal suçtur!’ argümanı ne kadar doğru?
"Köy Enstitüleri dindar camiada daha merkezî bir tenkid mevzuu ve esasen sekter Kemalistlerin bir uzvuyken Tercüme faaliyetleri Kemalizmin de nihaî hedefi olan seküler bir hayatın en mühim hizmetçisiydi."
Nur Vergin, Sorbonne’nda verdiği ‘Sanayileşme ve Toplumsal Değişme, Ereğli Örneği’ teziyle bilinenin aksine sanayileşmenin kentleşme ve sekülerleşmeyi değil, aynı zamanda dindarlığı da artırdığı sonucuna ulaşır.
PERSPEKTİF'TEN İLHAMİ GÜLER'İN YAZISI;
"Kürtlerle, Alevilerle, başörtülülerle kavgalı hiçbir siyasal projenin bu coğrafyada tutma şansı yok.Kürtlerden, Alevilerden, dindarlardan veya sekülerlerden herhangi birinin mutsuz olduğu bir Türkiye'nin de mutlu olma şansı yok.”
Bugün, AK Parti’nin o zamanlar yaptırdığı araştırmalarla gençlerin dinden uzaklaşma ve sekülerleşme eğilimini tespit etmiş ve rota değişikliğinde bunun da bir âmil teşkil etmiş olabileceğini düşünüyorum.
Bugünkü batıdan gelen “Trans Hümanist hareket”, Kapitalizm’in ütopyası olan, Protestan aklın ürünü, “bilim ve teknoloji”ye dayalı, seküler, hatta dine meydan okuyan Şeytani bir hareket!